Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Özlediğim için

Kıpkırmızı bir kadehle salona geldiğim anda başladı şarkı. Senin de çok sevdiğin bir şarkıydı. "Off!" dedim içimden, "Off ya!" Sonra sanki daha önce hiç dinlememişim gibi ezbere bildiğim satırları bilmem kaçıncı kez tekrar dikkatle dinlemeye başladım. Aklımdan neler geçti bilsen. Bilirsin aslında. Bir tek sen bilebilirsin. Hesapta içimizde gözü kara olan sendin. Senin gözün karaydı bense çekingendim. Korkaktım da diyebiliriz. Diyelim hatta. Korkaktım evet. Seninle birlikte değiştim. Seni sevdikçe daha yürekli oldum ben. Daha cesur oldum. Gözlerine bakıp anladıklarımı senin de sesin olup ikimizin yerine söyledim. Şimdi yazarken tekrar düşünüyorum da, benim de korkularım geçmemişti aslında konuşurken. Tam olarak ustanın söylediği gibiydi aslında: "Küçük bir çocuğun yokuş aşağı koşması gibi seni düşünmek... Biraz heyecan, biraz da düşecekmiş korkusu"  Söylemek istediklerim korktuklarımdan fazlaydı. Hem korktum, ödüm patladı hem de konuştum. Yazdım. Söyledim.

Hiçbir yer

Çok acımasız, çok kötü şeyler yazıyorum bazen.  Önce yayınlıyorum sonra kaldırıyorum.  "Okursa üzülür" diyorum. Kıyamıyorum.  Senin aksine.  Sen bana çatır çatır kıyıyorsun.  Kalbinin içinde, vicdanının hiçbir yerindeyim. 

iki ilham perisi; biri erkek biri dişi

Uzun yıllardır süren gizli bir işbirliğimiz var seninle. Fiilen birlikte çalışmasak da ruh birlikteliğimiz var. Ortak duygulardan doğan en güzel sözler, en güzel kelimeler...  En güzel yazılarımı seninle yaşadığım, dünyamı alt üst eden duygularla boğuşurken; yüzlerce insanın sevdiği şarkımı senden kurtulmak istediğimi zannederken verdiğim mücadele içinde yazdım. Ve bunlar için müteşekkirim. Hayatıma getirdiğin her şey için. Sen olmasan belki de hiç şarkı söylemeyecektim. İlk kez senin doğum gününde cesaret edip şarkı söylemiştim, biliyorsun. Çok amatör ama çok gerçekti. Bugün bile dinlerken, söylerken yüzüme yerleşmiş olan gülümsememi duyuyorum sesimde. Gülümseyerek söylemiştim çünkü seni her düşündüğümde içimde çiçekler açıyordu. En heyecanlı, en korku dolu, en mutlu günlerimizin hatırası. Sevmek çok güzel ve biz bunu çok güzel becerdik. Bu kadar eksik kalmışken hala nasıl böyle düşünebildiğime şaşırıyorsun, biliyorum. Hala nasıl oluyor da seni seviyor olabildiğime şaşırıyorsun. Zaman

Anlatamadım

Resim
Aramızdaki en büyük engel sensin.  Çok vuracaksın kafanı duvarlara çok bana ve kendine kaybettirdiklerin yüzünden.  Bunu kızgınlıkla ya da hiddetle yazmıyorum.  Çaresizlikle yazıyorum.  Kaçırılan mutlulukların üzüntüsüyle yazıyorum.  Ziyan ettin beni de kendini de.  Anlatamadım sana.  Anlatamadım.

Reminder

Yuvarlanıp gidilen ortalama hayatın uyuşturduğu duygularla kör olmuş kalbin şu an acıyı yeteri kadar hissetmiyor olabilir; oysa bu hep böyle devam etmeyecek. Pişman olacağın, artık açılmış olan kalp gözünle beni arayacağın günler olacak; o günler gelecek. Yüzümü rüyalarda görmekle yetinemeyeceğin, yanlış yolu tercih ettiğini fark edeceğin günler. Muhtemelen çok geç kalmış olacaksın. Benim sana verecek hiçbir şeyim kalmamış olacak. Başka birinin yanında, parmaklarım onun parmaklarına kilitlenmiş yürüyor olacağım. Sen mazide kalmış kırık bir aşk hikayesi olmuşken ben acılı aşk şarkıları yazıp söylemekten vazgeçmiş, çoktan hayatın dokuz sekizlik ritmini yakalamış olacağım. Sen uzaktan bakacaksın. Bunlar yaşanacak. Hatırlatayım dedim. Sevgilerimle. En azından şimdilik.

Gitmemek istiyorum

Resim
Bir insan, bir yeri bırakıp gideceği için bu kadar üzülebilir mi? Bazen ben bile kendimi anlamıyorum, sizin anlamanızı da beklemiyorum. Üzüntüden Yıldız Tilbe'ye bağladım sanırım. Üç haftadır Bodrum'dayım. Benim buradaki hayatım uzun yıllardır tatilci mantığından çok yazlıkçı mantığında. Yani evle-deniz arasında geçen, haftada bir iki dışarıda yediğimiz, arada da barlara gidip şarkı söyleyip dans ettiğimiz bir düzenimiz var ama hiç bu kadar emekli hayatı yaşamamıştım Bodrum'da. Hafta içi saat 18:00'e kadar evden çalıştığım, o saatten sonra denize gittiğimiz, hafta sonlarını tamamen deniz kenarında geçirdiğimiz, tüm sabah kahvaltılarımızı ve akşam yemeklerimizi evde hallettiğimiz inzivai bir süreç yaşadık. İstanbul'da 3 ay evde tek başıma kapalı kaldıktan sonra Bodrum her zamankinden daha da fazla iyi geldi bana. Çünkü bu sefer tatil için gelmedim aslında. Burada özgürleştim. İnsan arasına karıştım ama daima geniş alanlarda ve açık havada olduğumuz iç
Ne yazdıysan sildim. Senin yazdıklarınla dolu hayatımı boş sayfalarla değiştirdim. Bomboşum. Hayatımı dolduran tüm duygulardan arınmış, bomboş. O gün kapıyı yavaşça tıklatıp girdiğin odada yazmaya başlamıştın bizi, sen yıllar sonra çıkarken kapıyı arkandan kapatıyorum. Geri gelme olur mu! Sakın gelme.

Meczup

Çok hisli adamlar yüzünden düştüm şiire Hiçbiri yalancı değildiler Hisleriyle önce kendi bilinçlerini bulanıklaştırdılar Yetmedi bana da dadandılar Çok hisli adamlar yüzünden düştüm şiire Sonunda beni de kendilerine benzetip Bile isteye meczup yaptılar

O an

Benim uzun siyah saçlarım vardı Senin uzun zarif parmakların, Yüzüme düşen perçemleri hafifçe alıp kaldırmaya yarayan...

Adım adım

Hiç hesapta yoktun sen Aşkın, gözlerin, dudakların, ellerin... Aldım, verdim, ben seni sevdim, Aldın, verdin, sen beni yendin.

Yol

Resim
Bizim birbirimizde bıraktığımız izleri hangi ayrılık silebilir ki? Verdiğim bütün kararlar yalan. Biliyorsun. Bir oyun oynuyor gibiyiz. Ama acı gerçeğin tam içindeyiz. Ben sensiz, Bir sonbahar yaprağından farksız. Kupkuru, canı çekilmiş. Tutunacak dal kalmamış, Sürüklenecek hal kalmamış. Buna rağmen tüm gerçeğe inat, Ters yöne gitmeye, Yeniden yeşermeye hevesli. Ölüme eş ayrılığa inat Kötü tüm cümlelere düşman; yürüyorum. "Geçmişimiz farklı" diyorsun Vız gelir. Ben bize masallardan da güzel anılar biriktiriyorum rüyalarımda. Severek. Çok severek. Senin bilemediğin biçimde.

Can Suyu

Dolaştım durdum o kuyunun kuytularında Susuzluğumu duymazdan gelip teğet geçtim defalarca Korktum cazibesine kapılıp kendimi derinine bırakmaktan Sadece bir süre. Sonra Sonra Sonra aldım suyu avuçlarımın içine Tutarım sandım Tutamadan kaydı parmaklarımın kıvrımlarından. Denedim Denedim Denedim. Kalmadı Bile bile öleceğimi Kalmadı.

Yanlış bilgi

Aklıma takılan bir konu var. Ben hiçbir zaman seni bir "hata" olarak nitelendirmedim. Sana aşırı kızdığım, küstüğüm, yanımda olsan parçalamak isteğiyle dolup taştığım zamanlar oldu. Hala da oluyor. Adam; ben seni severim de döverim de. Ama hata demem. Onu yanlış biliyorsun sen. Haberin olsun.

Kıyamıyorum Unutmaya

Resim
Ben seni unuturdum. Yapabilirdim. Ama anlamıyorsun değil mi? Ben seni unutmaya kıyamıyorum. Hissettiklerimizi unutmaya, Yazdıklarımızı, Ağladıklarımı, Belki de ağladıklarını, Tuttuğumuz gece nöbetlerini, Hayallerimizi, Birbirimize anlattığımız yaralarımızı, Birbirimizde açtığımız yaralarımızı, Geçmişimizi… Unutmaya kıyamıyorum. Gözlerinin ardındaki kimsenin görmediği o yaşlı ifadeyi, Satırlarının arasındaki yaşanmış binlerce hayal kırıklığını... Unutmaya kıyamıyorum. Yüzünü ellerimin arasına alsam. Sana bunları tekrar tekrar anlatsam. Hiç anlamaz gibi bakarken gözlerime aslında sen hepsini anlasan. Anlıyor musun? Anlıyorsundur. Anlamasan unuturdum! Ve biliyorum Bir şey olmaz bize Anlaşılmaz biçimde bu kadar birbirine ait olmuşken Bir şey olmaz bize….

Boş adres

Adresinden ayrıldığı için sahibine ulaşamadan yazarına geri dönen mektuplara benzedi yazılarım. Anlaşılan o ki, artık onların tek sahibi benim.

istek

Hayal kırıklığı yaşamaya alıştığım gün fişimi çekin.

Geçmiyor

Zor günler geçmiyor. Geçer gibi yapıyor.  Dakikalar geçiyor, saatler geçiyor, gün dönüyor, gece güne varıyor ama aslında hiç geçmiyor.  Hiçbir şey geçmiyor.

Adrese teslim

Uzun zaman önce bir karar verdim. Yine ikimizi de ilgilendiren bir kararı yine sana danışmadan kendi kendime verdim. Şöyle ki, ben seninle iletişime geçmediğim zaman kendimi gerçekten kötü hissediyorum. Bunu yaşamak istemiyorum. İyisiyle kötüsüyle altı yıldır hayatımın bir parçasısın sen. Sana duyduğum derin aşk bir yana ben seni insan olarak da seviyorum. Bizim seninle uzun bir arkadaşlık dönemimiz de oldu. O kadar insanın içinden birbirimizi seçtik. Birbirimizi anlayabildiğimiz için, birlikte gülüp eğlenebildiğimiz için, birlikte sıkılabildiğimiz için, dertleşebildiğimiz için kısacası birbirimizin lisanından anlayabildiğimiz için. Ben o zaman da seni başkalarına anlatıyordum. Kendine has özelliklerinle, nüktedanlığınla, havai tavrınla, dikbaşlılığınla, aksi hallerinle seviyordum seni. Gözümün önünde hala sahneler var, hatırladıkça gülümsediğim. Kadın-erkek ilişkisi bir yana aramızdaki bu arkadaşlık ilişkisi yüzden de seni gözden çıkaramıyorum. Sen benim insanlarımdan biri oldun. Be