Kayıtlar

Kasım, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İzmir'li küçük kız

Resim
Yaklaşık bir yıl kadar önce bir sabah ajansa girdim, gittim masama oturdum, çaprazımdaki masada yeni bir yüz. Kızıl saçlı, çilli suratlı, güzel gözlü bir kız. Tok bir ses tonu var, havalı. Öğrendim ki yeni stajyermiş. İyi dedik, gelllsin, alırız onu da bünyeye:) Aylar hızla geçti, küçük stajyer dişli müşterilerle baş edebilecek kadar büyüdü-serpildi ve müş.tem. olarak devam ediyor şimdi. Geçen zaman sadece mesleki ünvanını değiştirmedi. Hayatı da yavaş yavaş değişiyor. Küçük İzmir'li bügünlerde büyük bir heyecan yaşıyor. Kendine İstanbul'un muhteşem Boğaz manzarasına sahip, sevimli, tertemiz bir ev tuttu. Ajansa da yakın. Artık sabahları 08:15'te uyanarak, salına salına yürüyerek gelebilecek işine.  Bu yeni ev hadisesi onunla beraber bizi de sardı. Eksikler belirleniyor, listeler yapılıyor, IKEA'nın web sitesi günde bir kaç kez geziliyor. Elektrik, doğal gaz nasıl bağlatılır, bulaşık makinesi servisi nereden bulunur, kahverengi mobilyalar nasıl beyaza boyanır, paralar ç

Her okuduğuna inanma!

Resim
Yaklaşık yedi senedir reklam sektöründeyim. Hasbel kader bir şeyler öğrendim. Bu bloğu ise mesleki bir paylaşım platformu olarak düşünmedim hiç. Burası benim olabildiği ölçülerde, belirli çizgilerin dışına çıkmadan duygu ve düşüncelerimi yazdığım kilitsiz defterim oldu. Ama işte bizim iş yaparken "Daha çok okunsun abi, daha çok dikkat çeksin, patlatsın yani mevzuyu" şeklinde kafa patlatarak aradığımız başlıklardan biri geldi benim postumun başına kondu farkında olmadan. Böylece reklamın gücü sonunda benim duygusal dünyama da sıçradı. 2010 yılının Kasım ayından beri yazıyorum. Hiç bir postum son yazdığım kadar okunmamıştı. Dedikoducu milletiz vesselam. Başlığın gücü sayın okuyucu. Başlıkları genelde yazının içinden çıkarıyorum, ya da ana fikri başlık haline getiriyorum. Bu sefer de öyle oldu. Bilgisayarın başına oturduğum zaman ne yazacağımı planlamış olurum ve her seferinde tamamen onun dışında bir şey yazar kalkarım. Bu postta da konu döndü dolaştı kendi kendime geldi. Bugün

Zamanı geri aldım

Çocuksun sen. Kalbimdeki çocuk. Oysaki koca adamdın bir zamanlar. Adımlarımı bile sayan. Omuzumdaki hırkaydın. Gözümdeki ışık. İçimdeki heves. Şimdi olman gereken çağdasın. Yaşınla, başınla, huyunla, suyunla...

Yeni biri...

Resim
Vay anasını sayın okuyucular diyorum... Hiç bitmesin oldu mu beni şaşırtan olaylar dizisi... Hep bir enteresanlık olsun, iki dakika sakinlik olmasın... Bu sefer kimse değil, benim beni bu kadar şaşırtan. Adeta bir aydınlanma yaşıyorum!!! Değişim. Metomorfoz. Devinim. Ne dersen de. Düşünce şeklim, yaşananlara bakışım, verdiğim hükümler, kararlarım, isteklerim, meraklarım... Hepsi farklılaşıyor. Bir zamanlar zor alınan kararlar artık kolay alınıyor, bir zamanlar çok yufka olan yüreğim bugünlerde gevrek simit kıvamında, bir zamanlar hiiiç bana göre olmayanlar şimdi eğlenceli, bir zamanlar kadrajıma bile girmeyenler artık fotoğraflanmaya değer. Elbette kendi kendime karar vermedim bir gece aniden böyle olsun diye. Bir kırılma noktası oldu. Ama o andan sonra hiç direnmedim eskisi gibi olsun herşey diye. Galiba yaşamayı öğreniyorum? Daha farklı bir biçimde. Beni ben yapanları yitirmeden. Orası tam bıçak sırtı işte. Yumuşak geçişler yaparak ama gereğinden fazla düşünmeden. Gereksiz detaylarl