Kayıtlar

Eylül, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Barış Apartmanı...

Resim
Bozkır Sokak, Selamiçeşme'nin en güzel sokaklarından biridir. Caddeyle sahili birbirine bağlayan, köşesinde minicik bir parkı olan, bol ağaçlarıya yazın yemyeşil, sonbaharda da turuncu renge bürünen bir sokak... Sokağın başına doğru geldiğinizde Barış apartmanını görürsünüz. Benim hayatıma girmiş olan en önemli bir kaç insanı tanıdığım evin bulunduğu binayı. Abartmak istemem ama belki de hayatımın en mutlu yıllarını yaşadığım, üniversite zamanlarımın dörtte üçünü geçirdiğim evin bulunduğu binayı yani. Dün, akşamın geç saatlerinde uğradım Barış apartmanına. Her zamanki gibi çıktım merdivenlerden ve girdim içeri. Alışkın olduğum görüntünün çok dışında bir manzara vardı bu sefer içeride. Sehpaların üzerinde, dolapların içinde ve duvarlarda görmeye alıştığım fotoğraflar kutulara kalkmıştı. Heryer koliler, sarılmış bardaklar, odalarda toplanmış hurçlar, atılacaklar, verilecekler... Daha önce kendime ait olan evlerden de taşınmıştım ama sanırım sadece bir tanesinde bu kadar ağı
Resim
Ben havaya uydum Yağmur beni andı O düştükçe yere sen ağladın Ben ağlayamadım Olsun diye daha da acıklı şarkılar dinledim Sen ağladın Ben değil                                                              eReN

Bitsin...

Resim
Doğduğumdan beri belki de gerçekten hiç böyle bir korku yaşamamıştım. Güven içinde, herşeyden habersiz, daha doğrusu gösterilen kadardan haberli yaşayıp gidiyordum. Şimdi ise gerçekten içimde bir korku, gözlerimde endişe ile izliyorum olup bitenleri. Çünkü şimdi herşey ortada artık.  Bıçak o kadar kemikteki, kimsenin saklamaya gücü de yetmiyor zaten. Doğu, batıya doğru hergün şehit kusuyor. 16-14-9-10... Hergün farklı sayılarda anne, baba evlatsız, kadın sevgilisiz, çocuk babasız kalıyor ve genç bir hayat daha sona eriyor... Kardeş kardeşe kırdırılıyor. Yazanların kalemi kırılıyor. Ve daha neler neler... Hepsini tek tek yazmak içimden gelmiyor. İçim, içimiz kan ağlıyor.  Başımızdaki adam ve aslında ona ait olmadığını söylediği hükümet ve hükümetin başındaki sözde başbakan bu meyanda, maçta, meydanda, televizyonda rahat rahat boy göstermeye devam ediyor. Hiç yüzleri kızarmıyor. Herhalde içleri de yanmıyor. Gözlerini iktidar hırsı bürümüş bu insanların elinde eriyi

Elma

Resim
Masaldaki gibi bir durum yaşıyordu aslında kız. Kıpkırmızı, zehirli bir elmaydı öylece karşısında duran. Kırmızının büyüsüne kapılıp onu eline almak üzere olan kahraman da ne yazık ki kızdı...

Kaçınılmaz...

Resim
Her adımda gıcırdayan ahşap bir zemin. Beyaz, eski, ahşap bir kapı. Kapının bir tarafında bir adam, diğer tarafında bir kadın. Birbirlerinin nefesini duyacak kadar sessiz ortalık. Acı oturmuş ikisinin de gözlerine ve elbette ki pişmanlık. Biri yaptıklarından pişman, diğeri yapamadıklarından. Kapının kulbuna aynı anda uzanan elleri var bir de... Ne yazık ki biri açmak, diğeri ise kilitlemek için uzatıyor ellerini. Ve kapının kilidinde çevrilen anahtarın sesi belki de o güne kadar duydukları tüm hıçkırıklardan daha acıklı, ne yazık...