Kayıtlar

Mart, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ey yüce 35!

Resim
Bugünü yazmadan bitirmek olmaz:) Tam bir yıldır bugünü bekliyorum çünkü!!! Evet sevgili okuyucu, ben oldum olası hep bayıldım doğumgünlerime:) Bittiği gibi yenisi gelsin isterim! Geçen yıllar beni korkutmaz, rakamları hiç düşünmem. Çünkü çok şükür ki hep çok bereketli, eğlenceli ve sürprizli geçer. Bugün de böyle oldu, tam da beklediğim ve istediğim gibi! Bütün gün 3,5 yaşındaki bir doğumgünü kızı gibi en sımarık ruh halimle gezindim ajansın içinde. Oysaki ben bugün tam da 35 oldum:) Peki bu umurumda mı? Tüm samimiyetimle söyliim mi: Diil! Neden bilmiyorum ama geçen yıllar beni hiç endişelendirmiyor, kendimi bana 35 yaşında kocaman bir kadın gibi hissettirmiyor, adeta okul formamı giyip okul servisine atlayacak kadar rahatım:) Yapmak isteyip de yapamadığım çok şey var henüz ama biliyorum hayat bana bütün beklediklerimi ve istediklerimi verecek, herşeyin bir sırası var, hepsi olacak sırasıyla, o yüzden hiç telaşlı değilim geçen yıllara karşı. Gelen her yeni yaşı umutla karşılıyorum, her

No time, no fun!!!

Resim
İş çok, güç çok, organizasyon çok ama zaman yok!!! Şu saat oldu hala çalışıyorum daha da dayanabilecek olsam sabaha kadar gider... Yazamadım bir türlü, sinir oluyorum:( Ama bekle beni okuyucu, iki güne kadar geliyorum, malum kutlu doğum haftasındayız, doğumgünümde hiçbir şey beni yazmaktan alı koyamaz:) Love u all...

WOM'un kralına gel:)

Geçirdiğimiz karışık günler sırasında blog yazmak hiç içimden gelmedi, daha doğrusu inatla iyi haberi yazacağım günü bekledim, çok şükür o gün geldi ve ben de çalıştırdım parmaklarımı. Ama benim yazmadığım zaman zarfında birileri benim için yazdı... Kendimi hiç böyle okumamıştım. Egoma hakim olamayacağım, paylaşacağım, şımarıklıksa da şımarıklık:) Demiştim değil mi en iyisi WOM ( http://en.wikipedia.org/wiki/Word_of_mouth ) diye. Buyrun size WOM'un kralı. Eline sağlık NAZURI:) I love u! http://nazuriilke.blogspot.com/2011/02/o.html Blogger'ın notu: Sadece bunu okuyup geçmeyin, çok keyiflidir yazıları, eliniz değmişken diğerlerine de göz atın:)

TRIO

Resim
Kesinlikle hayatımın en eğlenceli yıllarındandı üniversite yıllarım. Bir de hayatımdaki en kıymetli insanlardan ikisinin hayatıma dahil olduğu yıllardı. Trio olarak anılırdık. Ya da ufak çaplı bir çete:) Her anımız beraberdi. Kendileriyle birlikte aileleri de dahil oldu hayatıma. Hayatıma neşe, sevgi ve aşk getirdiler... Geldikleri gibi de kaldı herbiri hayatımda. Şimdi ne yazık ki eskisi kadar sık birarada olamıyoruz. Hepimizin kendine ait hayatları var. Bu arada bir tanemiz bize bir de melek verdi. Dünyanın en güzel küçük prensi:) Değişen hayatlarımızla birlikte sorumluluklarımız da değişti ve fazlalaştı. Zamanı yönetmekte zorluk çekiyoruz ne yazık ki... Ama hayat istediği kadar uğraşsın bizimle, bazı şeyler hiç değişmiyor:) Biraz önce yaptığımız conferans call ile iyice emin oldum:) Kalbimdeki ve hayatımdaki yerleri katmerlenerek sağlamlaşıyor. Çok özlemişim o deli zamanlarımızı, uzun zamandır kimse bana bu kadar içten ve uzun kahkahalar attıramamıştı:) Evet, kader diye bir şey var

Lovın Eternally...

Ah ne çok özledim seni Bir bilsen ah bir görsen Sonbaharlarım gelir O yaprak hiç dü ş mez Hepsi bitti hepsi bitti Hepsi kaybolan günlerdi Bir yalnız sen bir yalnız ben Bizi ne nasıl tüketti ki Belki unuturuz onu Tüm Kasımdan kalma çiçekler gibi Arasına koyarız ş arkı yazdı ğ ımız Kırık hayaller saklı defterin... Belki de saklarız onu Kalbimizde bir delik açar gibi Belki denize ula ş ır içimizdeki nehirler bir gün Yine yazı bekleriz... Ah ne çok özledim seni Bir bilsen ah bir görsen Sonbaharlarım gelir O yaprak hiç dü ş mez Seni bekler ya ğ murlarım Öyle bir ya ğ ar ki hiç dinmez Sonra yedi bahar geçer O yaz hiç, hiç gelmez Belki unuturuz onu Tüm kasımdan kalma çiçekler gibi Arasına koyarız ş arkı yazdı ğ ımız Kırık hayaller saklı defterin... Belki de saklarız onu Kalbimizde bir delik açar gibi Belki denize ula ş ır içimizdeki nehirler bir gün Yine yazı bekleriz... http://www.dailymotion.com/video/xgzck7_tnk-yine-yazy-bekleriz-ayk-tesadufleri-sever_music

10.03.2011 Perşembe

Resim
Kapıyı anahtarımla açıp içeri girdiğimle annemin telefonda konuştuğunu duydum, "bugün bize bayram" diyordu. Sonra koridordan gülümseyerek gelen babamı gördüm, "bitti" dedi, "raporlar geldi, tertemiz". Yaklaşık bir aydır devam eden kabus sona ermişti. Kendimi babamın kollarına bıraktım, ne kadar süre öylece kaldığımızı gerçekten hatırlamıyorum. Geri çekilip gözlerine baktım, yüzümdeki makyaj yüzüne bulaşmıştı. Sonra yatak odalarına gittim, annemin yanına oturdum. Ellerini tuttum, hiç bir şey diyemedim ama suratımın seklinden ne halde olduğum, neler hissettiğim anlaşılıyordu sanırım, çünkü ben onunkileri anlayabiliyordum... Çok şükür Allahım diye tekrarladım bir kaç kez. Ağladım, ağladım, ağladık... Çok şükür dedim, sevinç gözyaşlarımız bunlar. Aslında çok uzun yazabilirim size tüm yaşananları en baştan sona ama yaşanan kötü ve üzücü duyguları anlatmanın kime ne faydası var ki. Sadece hayatımızın en zor sınavını verdik ailece, ben bu kadar söyliyeyim, siz sa