Kayıtlar

Temmuz, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tavsiye

Zaman içinde o veya bu sebepten birbiri ile bir şekilde yakın düşmüş kişilerden biri bir vakit acıdan bir şey söyleyemeyecek hale gelmiş ise diğeri tarafından anlaşılmaya çalışılmasında sonsuz fayda vardır aslında. Daha fazla hırpalanmaya gerçekten hali kalmamıştır çünkü. Özellikle sevdikleri tarafından. Biraz naif olmak, dikkatli davranmak kimseye bir şey kaybettirmez, hele de ortada zaten kaybedilecek bir şey kalmamışsa. Maalesef  kalmamışsa... Seven birini bile isteye ısrarla acıtmak, sinesini ok misali sözlerle tekrar tekrar delmek de anlaşılır bir şeydir aslında. Kendi canı yanıyordur ki karşısındakinin de yansın istiyordur. Doğru, egosu yüksek her insanın kolayca düştüğü bir tuzaktır bu ve ancak sebepleri derinlemesine düşünüp inceleyen ve anlamaya çalışan olgun kişiler tarafından düşülmez bu tuzağa. Eğer kişinin kendi iç dünyası bunu yapmaya engel olamıyorsa kendisine verilen tavsiyeyi tutmaya çalışması da ayakta alkışlanabilir zira diğer türlüsü belden aşağı vurmaya girer ki bu

Korku!

O sesi ilk kez duyduğumda "Allahım sen yardım et!" dedim içimden ve yerimden fırlayıp pencereye koştum. Gerçekten F-16'ydı üzerimizden geçen. Ve ben her seferinde 14. kattaki dairemin camından içeri gireceklerini sanarak korkudan kocaman olmuş gözlerimle bakıyordum gökyüzüne. Daha önce hiç yaşamadığım bir duyguydu bu; sevdiklerimi bir daha hiç görememe ihtimali. Uzun uzun anlatmama gerek yok. O geceyi yaşayan herkes benimle paralel şeyler hissetmiştir eminim. Sabahının ve sonraki günlerin ne getireceği bilinmeyen geceyi güne bağlayan uzun, upuzun saatler ve aklımdan geçen tek bir mısra: "Koşullar ağırdı ve ben seni o zamanlarda da seviyordum." 

Acı...

Resim
Bu ne biçim iş, ne ızdırap... Sanki bir ömür böyle geçecek! Oysa ki kitap okurken uzandığım yer yanın olmalıydı, Kolunun altına girmeden bitmemeliydi hiçbir film, Bir kadeh şarabı gözlerin olmadan içmemeliydim... Sormasınlar bana "Nasılsın?" Diye Ortalık kan revan...