Kayıtlar

Temmuz, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İncir Reçeli Güzeldir:)

Resim
Güzel ama çok sıcak bir cumartesi gününün öğleden sonrasını buz gibi bir sinema salonunda sinema eleştirmenlerinden çok övgü alan "İncir Reçeli"ni seyrederek değerlendirmeye karar verdik. Ben bir ön araştırma yapıp filmin fragmanını seyretmiş, fotoğraflarına bakmış, müziklerini dinlemiştim. Ağır bir aşk hikayesi ve bir trajedinin bizi beklediğini biliyordum, hazırlıklıydım yani. Neyse, aldık biletlerimizi, mendillerimizi yerleştik koltuklarımıza. Komik saçlı adamla (Sezai Paracıkoğlu), 25 yaşında pıtır pıtır bir kızın (Melike Güner)tanışmalarına, aşık olmalarına tanıklık ettik. Sonra ilk perdenin sonunda kız adamın kulağına bir şey fısıldadı ve "5 dakika ara" yazısını gördük perdede. Boğazıma yerleşen düğüm ve gözümün kenarında pusu kuran damla yüzünden kafamı sağ tarafa çeviremedim, sadece "bunu hiç beklemiyordum, hayır ya" şeklinde söylenebildim. Filmi seyrederken, "benim tek şansım incir reçelini sevmek olsaydı bu kadar neşeli, boş vermiş, aşk dolu

Yaz, Yaz, Yaz...

Resim
Ben Mart doğumluyum, yani bir kış çocuğuyum ama günahım kadar sevmem kış mevsimini. Kat kat giyinmek zorunda kalırsın, benim gibi zaten ufak-tefek (en azından artık ufak-tefek) fazlalıkların varsa o kıyafetlerle iyice kalın gözükürsün. Dışarı çıktığında takır takıt titrersin, yani ben çok üşüyen bir insanım ve nefret ediyorum bundan. İki dirhem bir çekirdek giyinip çıkarsın, işe ya da randevuna gidene kadar rüzgardan ne saç kalır ne baş, yağmurdan-kardan ne kıyafet... Bir kahve keyfin vardır o da gelen sigara yasağından sonra kapı önlerinde zavallılar gibi dikilirken keyiften çok eziyet haline gelir... Daha yüzlerce sayabilirim... Ama yaz öyle mi:) Tiril tiril giyinirsin, omuzlarını özgür bırakırsın, ılık rüzgar süzülür üzerlerinden. Yaz konserleri yaz gecelerinin belki de en keyifli yanıdır. Açık havada sevdiğin şarkıları avazın çıktığı kadar bağırarak söylersin, içini boşaltır, rahatlar, mutlu olur, evine gider mutlu, mutlu uyursun. Pazar sabahları deniz kenarlarında günümüz moda dey

Kalp unutur...

Resim
Günlerce süren koşuşturmacanın sonunda, tam da üzerine düşenlerin hepsini yapmış olmanın huzuruyla derin bir "ohhh" çekecekken, suratında tokat gibi patladı karşısındaki adamın ağzından çıkan o cümle. Ne yapacağını bilemedi, sebebini bilemedi, sadece oradan gitmek istedi... Gecenin bir yarısı uğraştı, uzaklaşmak istedi, olamadı, çaresiz bekledi... Hayal kırıklığı denen duygu gerçekten yaşa, başa, erkeğe, kadına hiç bakmıyor. Eğer gerçek duygularla bağlıysan karşındakine, bazen ağızdan çıkan tek bir laf, bazen tek bir ters bakış seni paramparça edebiliyor. Sonra zaman geçiyor, olay soğuyor, konuşmalar-görüşmeler bir şekilde devam ediyor. Yine de malesef birşeyler hep eksik, kırık kalıyor. İlişkiyi tekrardan onarmak yıllar sürüyor. Tekrardan içinden gelerek sımsıkı sarılman yıllar alıyor. Ama sonunda oluyor. Gerçek duygularla bağlıysan karşındakine kalp eninde sonunda unutuyor... O yüzden sen ve o hep diğerlerinden farklı ve özel kalıyorsun. Araya ister sözler girsin, ister zam