1 Ocak yalnızca yılın ilk günü değil...


Tam da olması gereken tarihte doğmuşsun sen.
1 Ocak.
Annesine, babasına yaşam boyu gurur ödülü gibi gelen bir erkek çocuğu olmuşsun.
Büyümüş, yetişmiş, iyi evlat, iyi dost, iyi insan olmuşsun.
Sonra bu özelliklerini koyup bavuluna, köklerinin nerede olduğunu hiç unutmadan kalkıp buralara gelmişsin bir gün.
Bizim hayatlarımıza da girebilmek için.
Buraya kadar olan bölüm sadece senin.
Bundan sonrası ise hem senin hem bizim.
Biz birbirimizin hayatlarında bir sürü iz bıraktık tanıştığımız günden bu güne gelene kadar.
Nasıl arkadaş olunur, nasıl dost olunur, nasıl sırdaş olunur, nasıl dert ortağı olunur beraber bir kere daha öğrendik.
Güldük, oynadık, düştük, kalktık.
Hayat sınadı, bazen geçtik, bazen sınıfta kaldık.
Geçen sene 'sen benim kalbimin kıymetlilerinden birisin' demiştim sana doğum gününde.
O günden bu güne tam bir sene geçti.
Değişen bir şey olmadı. Hala öylesin. Sanıyorum her zaman da öyle olacaksın.
Bu kez sana telefon etmek istemedim. Sms atmak, facebook'ta profile picture'ımı değiştirmek ya da duvarına yazmak.
Bugünlerde ve ne zaman lazım olursa dönüp dönüp okuyabileceğin, okuyabileceğim bir şeyimiz olsun istedim.
Çünkü zaman geçiyor. Hayatlar bir şekilde istemesek de ayrılıyor. İş, güç, farklı koşturmacalar, telaşlar...
Unutma istedim.

Doğum günün kutlu olsun.
Olduğun yerde parlamaya devam et. Işığın artarak...
Öncelikle sağlıklı, dertsiz bir hayat istiyorum senin için.
Sonra şansın hep yaver gitsin istiyorum.
Çok başarılı olmanı.
Aldığın kararlardan hiç bir zaman pişman olmamanı.
Aradığın, beklediğin her ne varsa hayat sana versin,
Yıllar sonra geriye dönüp baktığında 'keşke' lerinin sayısı 'iyi ki yapmışım' larından çok çok geride olsun istiyorum.

Ve hiç unutma istiyorum,
Sana söyleyecek sözlerim hiç eksilmeyecek, yan yana geldiğimiz zamanlar eksilse bile...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Huysuz Şirin olmak mı?

Özlediğim için

Davul bile dengi dengine (mi?)