1 life so live it!
Böyle yaşamaya alışmış bünye yine de zaman zaman kendini rahat, özgür bırakmak ister. Futursuz davranmak, canı nasıl isterse öyle yaşamak, yapmak istediği her neyse ölümüne dalmak ister. Dalar da. Gözünü karartır. Önünü göremez bu sefer. Bilmeden yürüdüğü yolda emin adım ilerler. Artık o saatten sonra hiç düşünmez ki eline, koluna, yüzüne batacak olan dikenlerin izi kalacak üzerinde. Bir daha eskisi gibi pürüzsüz olmayacak eli, kolu, yüzü, o ne kadar uğraşsa da iyileştirmeye, olamayacak.
Düşünmez, çünkü hayatın kendisine bir kere verilmiş bir hediye olduğunu bilecek kadar aklı başındadır. Dikene de değer, yara izine de aslında. Hem zaten insanın taşa sözü geçer de kendine geçmez. Bile bile…
Korkma sevgili okuyucu, bloggerın “despread” değil. Sadece bir durum tespiti. Şu kadarını söyleyebilirim ki hayat gerçekten hesabı bir türlü tutturamadığım bir oyun gibi. Tek başıma çözemiyorum.
Blogger'ın notu: Başlığa yazdığım cümle twitterda takip ettiğim birinin nicki aslında. Yazıyla çok özdeşleştiği için kullanmak istedim, umarım kızmayacak?
Yorumlar
Yorum Gönder