Kader mi bu?
Dün sabah benim ülkem gözünü 24 şehit, 18 de yaralı asker haberiyle açtı yeni güne. Yeni ama karanlık güne. Oysa kaç gün sonra gökyüzünde güneş parlıyordu ama kararttılar, söndürdüler güneşi bile. Bu ne ilkti yaşadığımız ne de son olacaktı ve malesef hepimiz de artık bunu bilecek kadar farkındaydık durumu. Dün ve bugün gazetelerde, televizyonlarda ve Facebook, Twitter gibi sosyal mecralarda herkes terörü lanetledi. Hepimiz profil fotoğraflarımızı değiştirdik. Yazdık, yazdık durduk, içimizi dökünce rahatlayabilecekmişiz gibi sanki. Ama ne fayda... Saygıdeğer devlet büyüklerimiz büyük büyük sözler ettiler, yine tutamayacakları sözler verdiler. Söylediklerinin 24 tane genç çocuğun evine düşen ateşi söndürmeye, annelerin-babaların, nişanlıların, sevgililerin, eşlerin, minik bebeklerin gözündeki yaşı kurutmaya yeteceğini sandılar. Nafile, gitti giden! Böyle zamanlarda Allah'a sığınırım hep, dua ederim, geride kalanlara sabır versin Allahım, metanet versin, güç versin diye. Bir de sorgul...